☰ Menu +90 232 425 4943

Yeminli Farsça Tercüman

Farsça (Farsça: فارسی ; Farsî veya زبان فارسی ; Zabân-e Fârsi), İran, Afganistan, Tacikistan, Özbekistan ve Basra Körfezi ülkelerinde konuşulan Hint-Avrupa dil ailesine mensup dildir. Hint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olan Hint-İran dillerinin İran öbeğine bağlıdır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.[2]

Farsça ve lehçeleri İran, Afganistan ve Tacikistan'da resmî dil statüsündedir. CIA World Factbook'a göre İran, Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan'da yaklaşık 100 milyon kişinin anadili Farsça'dır. Hindistan ve Pakistan başta olmak üzere diğer ülkelerde de bir o kadar daha kişinin bu dili konuştuğu tahmin edilmektedir. 2006 yılında UNESCO'ya Farsçayı da "Uluslararası Ana Dil" statüsündeki dillerden biri olarak seçmesi önerildi.

Farsça, yüzyıllar boyunca Orta Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'da prestijli bir kültür dili olmuştur ve komşu ülkelerin dillerini, özellikle de Orta Asya, Kafkasya ve Anadolu'daki Türk dilleri'ni etkilemiştir. Arapça ve Mezopotamya dilleri üzerindeki etkisi ise daha azdır.[3]

Farsça, İslam Dünyası'nın ikinci kültür dilidir. İslam klâsiklerinin özellikle tasavvufla ilgili olanları bu dilde yazılmıştır. Şiirsel ve melodik ağırlığı olan bir dildir. İngiliz sömürgeciliğinden beş yüz yıl önce Hindistan ve civarında ikinci dil olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Güney Asya'da kültür ve edebiyat dili kabul edilmişti. Moğol İmparatorluğu zamanında ise resmî dil oldu. Farsça'nın bölgedeki tarihsel etkilerinin kanıtı Hindustani, Keşmirce, Punjabi, Sindhi, Gujarati, Bengali ve hatta Telugu dilleri üzerindeki süregelen etkisinden ve bölgede İran edebiyatının hâlâ sevilmesinden anlaşılabilir. Özellikle Urduca, Farsça'nın Arapça, Türkçe ve Güney Asya'nın bölgesel dillerinin kombinasyonudur. Hindistan Moğol İmparatorluğu'nun Müslüman bölgelerinde yoğun bir şekilde kullanılmıştır.

Farsça, M.Ö. 550-330 yılları arasında İran'da hüküm süren Parsa halkının konuştuğu dilden gelmektedir. Osmanlı'da Fârisî, Farsî, Parsça, Parsî olarak adlandırılmıştır. Pers İmparatorluğunun resmî dili olduğu dönemde imparatorluk sınırları içerisinde çok geniş bir bölgede konuşulmaktaydı. 18. yüzyılda İngilizler yasaklayana kadar Hindistan'daki mahkemelerde resmî dildi. Delhi'deki Kızıl Kale'nin duvarlarında şu cümle yer alır:

"Agar ferdôs dar cahân ast hamîn ast o hamîn ast o hamîn ast"

(Eğer dünyada cennet varsa; buradadır, buradadır, buradadır!)

Arapça'da "p" harfi olmadığından Farsî şeklinde telaffuz edilmeye başlanmıştır. Farsça büyük değişime uğrayarak günümüzdeki hâlini almasına rağmen şu şekilde kategorize edilebilir:

Eski Farsça
Orta Farsça
Klasik Farsça
Çağdaş Farsça

Farsça İran bölgesinde doğmuştur. İran'ın İslamlaşması sonucunda Arapça'dan, Türkler'le olan siyasi ilişkiler ve bölgedeki Türk hakimiyeti sonucunda da Türkçeden etkilenmiştir. Farsça, Hint-Avrupa Dil Ailesinin Asya kolunda yer alır ve diğer Hint-Avrupa Dilleri ile önemli ölçüde benzerlik gösterir. Dil bilgisi ve dil yapıları başlıca sebepleridir. Dillerinin yarı çekimli bir dil olması ve Proto-Hint Avrupa dilinden gelmiş olması buna bir nedendir. Farsça, Hint-Avrupa dil ailesinde yer almasına rağmen Farsça'da sözcük bükümlemeleri yalnızca eylemlerdeki geniş zaman ve emir kiplerinde görülür (bu durumlar İlk Çağ dönemi Farsçasından kalmadır); yani Arapça, İngilizce ve Almanca'da sık görülen sözcük bükümlemeleri Farsça'da ender olarak görülür. Farsça'da geniş zaman ve emir kipi dışındaki zaman çekimlemelerin hepsi ekler yoluyla yapılır. Ayrıca Farsça'da sözcük türetimi sırasında da eklerden yararlanır; ancak Farsça'da ekler sözcüğün başına, ortasına ve sonuna konur. Farsça, gramer yapısı açısından eklemeli bir dildir. Ayrıca Farsça, Hint-Avrupa Dilleri'ne ait olup eklemeli dillerin özelliğini gösteren dillerden birisidir. Ayrıca Farsça'da Almanca, Fransızca ve İngilizce gibi Avrupa dillerinin gramerinde görülen sözcük cinsiyetlerine de rastlanmaz.(ancak Eski Farsça'da var).

Eski Farsça'ya ait en eski kayıtlar M.Ö. 1000'li yıllara kadar dayanır. Bilinen Eski Farsça bugünkü İran Platosu'nun güneybatısındaki topraklardan (bugünkü Fars Eyaleti) gelişmiştir. Eski Farsça'ya dair bilinen en eski örnek ise M.Ö. 500'lerde Ahameniş İmparatorluğu döneminde yazılmış olan Behistun Yazıtları'dır. Eski Farsça, önceleri çivi yazısıyla yazılmış daha sonra da Pehlevi Alfabesi ile yazılmaya başlanmıştır. Antik İran'da konuşulmuş ve Ahameniş İmparatorluğu'nun resmî dillerinden biri olmuştur. Bugün sadece taş üzerine oyulmuş örnekleri kalmıştır. Farsçada fiilin genellikle cümle sonunda bulunması kuralının bu devirde de bulunduğu belirtilmektedir.

Sasaniler döneminde konuşulan ve "Pehlevice" olarak da bilinen Farsça'dır. Zerdüştlükle ilgili birçok yazılı belge bu dildedir. Bundahish, Arda Virafname, Mainu Khared, Pandnameh Adorbad Mehresfand bu belgelerden bazılarıdır.

Klasik Farsça'nın kökeni çok belirgin değildir. Kelime kökleri ülkenin değişik kesimlerinde konuşulan dillerden alıntıdır; ama kelimelerin çoğunluğunun kökü "Eski Farsça", "Pahlavi" ve Avesta'dandır. Klasik yazımlarda ve şiirlerde kendini gösterir. İran edebiyatının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilen Firdevsi bu dili Arap istilacılardan korumak için 30 yıl acı çektiğini ve neredeyse dilin kaybolma noktasında olduğunu şöyle belirtir

Daha sonraları Moğollar, İran'ı işgal ettiği zaman, Fars kültürünü, dilini ve edebiyatını geniş bir alana yaydılar. Hindistan'da mahkeme dilini Farsça yaptılar.

Avrupa dillerinden gelen kelimeler Farsça'da tam karşılığı olmadığı için bir durumu ya da ürünü betimlemek için aynen alınmıştır. Teknik olmayan bazı kelimeler de, örneğin; mersi (teşekkür) dile yerleşmiştir.

Standard Farsça'nın üç çağdaş varyasyonu vardır:

Farsça: İran'da konuşulan Çağdaş Farsça
Darice: Afganistan, Özbekistan ve Pakistan'da konuşulan Farsça
Tacikçe: Tacikistan, Özbekistan ve Rusya'da konuşulan Farsça. Kiril alfabesiyle yazılır.
Ayrıca İran, Afganistan ve Tacikistan'da standart Farsça'dan biraz farklı olan yerel lehçeler de vardır. Lari (Îran), Hazaragi (Afganistan) ve Darwazi (Afghanistan ve Tacikistan) bunlardan bazılarıdır.

The Ethnologue, konuşulduğu yerlere göre şu sınıflandırmayı önermektedir:

Batı Farsça'sı veya İranca (Îran)
Doğu Farsça'sı (Afganistan)
Tacikçe (Tacikistan, Özbekistan)
Hazaragi (Afganistan)
Aimaq (Afganistan)
Bukharice (İsrail, Özbekistan)
Darwazi (Afganistan, Tacikistan)
Dzhidi (İsrâil, Îran)
Pahlavani ( Sistan eyaletinin bazı yerlerinde ve Afganistan)
Çağdaş İran'da veya sınıra yakın bazı yerlerde etnik grupların konuştuğu bağlantılı diller şunlardır:

Luri (veya Lori), İran'ın güneybatısında Lorestan ve Khuzestan eyâletlerinde.
Taliş (veya Talişi), Kuzey Îran ve Azerbaycan'ın güney bölgelerinde
Tatça (veya Tati veya Eştehardi), İran'ın Doğu Azerbaycan, Zancan ve Qazvin bölgelerinde, ayrıca Azerbaycan ve Rusyanın bazı yerlerinde konuşulur. Müslüman, Musevi ve Hristiyan Tat olarak ayrılır.
Darice (veya Gabri) Îran'ın Yazd ve Kerman bölgelerinde bâzı Zerdüştiler tarafından konuşulur. Yezdî olarak da adlandırılır.
Tacikler'in konuştuğu Farsça, Sovyet döneminde ayrı bir edebiyat dili hâline gelmiş olup geneliyle Farsçanın bir lehçesi olmasına karşın ayrı bir dil sayılır. İran'da ve Afganistan'da Arap kökenli Fars alfabesi kullanılırken Tacikistan'da Kiril alfabesi kökenli Tacik alfabesi kullanılır.

Üç lehçe karşılaştırılacak olursa birbirinden çok farklı olmadığı görülür. Afganistan Farsçası'nda kelimeler farklı söylense de İran Farsçası'nda yazıldıkları gibi yazılırlar. Tacik Farsçası'nda ise telaffuzdaki farklar yazıya da yansır.

Farsça İslamiyet'ten önce Pehlevi Alfabesi ile yazılmıştır. Bugün ise İran ve Afganistan'da Arap alfabesi asıllı Fars alfabesi ile, Tacikistan'da ise Kiril Alfabesi ile yazılmaktadır. 1967 yılında Farsça'nın Birleşmiş Milletler'in resmî esaslarına dayanan Latin Alfabesi ile yazılması İran tarafından kabul edildi. Ancak İslam devrimi ile beraber 2000 yılında bu sistemin sadece yer isimleri için kullanılacağı açıklandı.[8]

Denver Ltd. - ®Konsolos Tercüme, çeviri işini uzun yıllardan beri profesyonel olarak yapmakta olan ve Farsça lisan bilgileri, Farsça konuşulan ülkelerde edindikleri yurt dışı eğitim ve tecrübeleriyle pekişmiş tercümanları bünyesinde barındıran bir çeviri, tercüme ve danışmanlık şirketidir. 2007 yılında kurumsallaşmış olan firmamız, 20 yılı aşkın bir zamandan beri ABD, Almanya, Avustralya, Hollanda, İngiltere, İsveç, Kanada ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki resmi ve özel kuruluş ve organizasyonlar için tercüme hizmetleri sağlamaktadır.
Müşteri mahremiyetinin korunması, zamanından önce teslim, pırıl pırıl akıcı bir dille hazırlanmış aslına sadık, doğru ve eksiksiz çeviri, müşteri memnuniyetinin sağlanması, başta gelen ilkelerimiz arasındadır.


Firmamıza teslim ettiğiniz Farsça tercüme işleriniz daima hedef dile ana dili düzeyinde vakıf kişilerce yapılır ve son kontrolden geçirilir. Örneğin Farsça çeviri metniniz, ana dili Farsça olan bir redaktör tarafından okunup düzeltildikten sonra size teslim edilir. Türkiye'deki okullarda öğretilen Farsça yabancı dil seviyesiyle yapılan tercümeler, Farsça lisanını ana dil seviyesinde bilen ve konuşan bir tercüman tarafından yapılacak çeviri kalitesine asla erişemez! Nitekim bugün Turizm sektöründe, hatta 5 yıldızlı otellerin çoğunda acemi ve ucuz tercümanların çevirmiş olduğu tanıtım kitapçıkları hala kullanılmakta ve bunları okuyan ana dili Farsça turistler için eğlence ve alay konusu olmaktadır. Firmanızın prestiji söz konusuysa ucuz tercüme hizmetlerinden sakının!


Tercümanlarımız,


Mesleki Yeterliliğe Sahip....
Firmamız, tercüme hizmeti verdikleri lisan üzerine diplomalı, mesleki yeterliliğe sahip, yetkin, ehil ve yurt dışı tecrübeleriyle donanımlı, konularında uzman yüzlerce tercümanı bünyesinde barındırmaktadır.
Bize güvenerek teslim ettiğiniz her proje, içerdiği konunun uzmanı, o konuda eğitim almış, en az lisans, tercihen yüksek lisans ya da doktora diplomalı yetkin bir tercüman tarafından çevirilir ve ardından hedef dili ana dili seviyesinde bilen bir profesyonel tarafından kontrolden geçirilir.


Tercüme sektöründeki bir çok firmanın sırf daha ucuza maletmek çabasıyla benimsemiş olduğu yeterince iyi olsun yeter felsefesi bizim asla kanıksamadığımız bir yaklaşım olup önümüze getirilen her yeni projeyi dünkünden daha iyi yapabiliriz anlayışıyla ele alırız.


Yüksek Eğitim Sahibi....
Tercümanlarımızın hemen hepsi en az bir üniversite mezunu olup minimum 5 yıllık çeviri tecrübesine sahiptirler. Master ve doktora seviyesinde eğitime sahip olup çeviri alanındaki tecrübesi 20 yıldan fazla olan tercümanlarımızın sayısı da bir hayli kabarıktır. Bir çok tercüme bürosunun maliyet düşürmek için yaptığı gibi, öğrenci ya da 5 yıldan az tecrübeye sahip tercümanlarla prensip olarak çalışmıyoruz. Tercümanlarımızın çoğu 30 yaş ve üzerinde olup belli bir profesyonel olgunluğa sahip, uzmanlık alanlarında vasıflı, diplomalı ve işinin ehli kişilerdir.

Tercüme işinin altın kuralı "daima ana diline çevir" olarak kabul edilirse, Türkçe'den yabancı dillere yapılacak olan çevirilerin o dilleri ana dili seviyesinde konuşan bir profesyonel tarafından yapılması ya da en azından tashih edilmiş olması şarttır.


Tercüme yapmak profesyonellerin işidir.
Amatörlerin, hobi olarak çeviri yapanların, yabancı dil öğretmenlerinin ya da yabancı dil bilen sekreterlerin eline emanet edilmemelidir!


Sadece hatasız olmakla kalmayıp, pırıl pırıl ve akıcı bir dille hazırlanmış bir tercüme işinin üretilmesi, ucuz fiyatlarla mümkün değildir. Ancak bazen bu gerçeğin farkına vardığınızda iş işten geçmiş olabilir.
Türkiye’de “tercüman” mesleki ünvanı, avukatlık ya da doktorluk mesleklerinde olduğu gibi yasalar altında koruma altına alınmış değildir. Bu da demek oluyor ki, yeterli seviyede dil bildiğine "kendince" ikna olmuş olan herkes tercüman olduğunu iddia edebilir. Ardından, uzmanlık gerektiren bir metin önlerine getirildiğinde, bırakın çevirebilmeyi, tam ve doğru olarak anlamakta bile zorlanacak bir dil seviyesinde olmalarına rağmen kendilerine tercüme bürosu dahi açabilirler.


O YÜZDEN SİZİ UYARIYORUZ UCUZ TERCÜME HİZMETLERİNDEN SAKININ!