☰ Menu +90 232 425 4943

Yeminli Japonca Tercüman

Japonca (日本語, Nihongo), 128 milyonun üzerindeki Japonya'da insanlar ve Japon göçmen toplulukları tarafından konuşulan bir Japon dilidir. Eklemeli olan dil; fiil biçimleri ve konuşanın, dinleyicinin bağıl durumunu ve konuşmada bahsedilen kişinin orada bulunup bulunmadığını belirten özel sözcük kadrosuyla Japon toplumunun hiyerarşik doğasını yansıtan karmaşık bir saygı ifadesi sistemi ile sivrilir. Japoncanın ses envanteri diğer dillere göre küçüktür ve sözcüksel olarak tonlamalı bir vurgu sistemi vardır. Ayrıca Japonca sözcüklerin ve hecelerin sonunda 'n' (ん) ünsüzü dışında bir ünsüz bulunmaz.

Japonca üç farklı tipteki, Kanji (漢字 / かんじ) denilen Çince karakterler, ve Çince karakterlerden uyarlanan iki hece yazısı hiragana (平仮名 / ひらがな) ve katakana (片仮名 / カタカナ) alfabeleri ile yazılır. Latin alfabesi, rōmaji (ローマ字) de günümüz Japoncasında sık bir şekilde ve özellikle şirket adlarında, logolarda, reklamlarda ve bilgisayara Japonca metinleri girerken kullanılır. Sayılar için, genelde batı tarzı rakamlar kullanılır; fakat geleneksel Çin-Japon rakamları da olağandır.

Japoncanın söz varlığı büyük oranda Çince ve İngilizce gibi dillerden ödünç sözcükler vasıtasıyla etkilenmiştir.

Sınıflandırma
Japonca, Ryukyu dilleri ile birlikte bir Japon dilidir. Başka sınıflandırmalara göre ise Ryukyu dilleri Japoncanın lehçeleridir ve Japonca bir izole dildir.

Bu grubun diğer dillerle ilişkisi hakkında varsayımlar ortaya konmuş olmakla birlikte, bu sınıflandırmalara tartışmalıdır. Japoncanın Korece ile akraba olabileceği öne sürülmüştür. Ayrıca Aynuca, Avustroasya dilleri ve (diskredite edilmiş) Ural-Altay dil ailesi/Altay dillerinin Japonca ile ilişkili olduğu savunulmuştur. Bu teorilerin hiçbiri akademide genişçe kabul görmemektedir.

Resmî durumu
Japonca, fiilen Japonya'nın resmî dilidir. Standart kabul edilebilecek bir dil formu vardır: hyōjungo (標準語, Standart Dil) veya kyōtsūgo (共通語, Ortak Dil). İki terimin anlamı neredeyse aynıdır. Hyōjungo veya kyōtsūgo lehçenin karşılığını şekillendiren bir anlayıştır. Bu tipik dil Meiji Restorasyonundan (明治維新 meiji ishin, 1868) sonra iletişim gereksinimi için Tokyo şehir merkezinin dışında konuşulan dilden türemiştir. Hyōjungo okullarda öğretilir, televizyonda ve resmî iletişimlerde kullanılır ve Japoncanın bu makalede ele alınan versiyonudur.

Eskiden standart Yazı Japoncası (文語 bungo, "edebî dil") konuşma dilinden (口語 kōgo) farklıydı. Bungo yaklaşık 1900'e kadar Japonca yazmanın temel yöntemiydi; o zamandan sonra kōgo kademeli olarak etkisini genişletti ve iki yöntem 1940'lara kadar birlikte kullanıldı. Bungo hâlen tarihçileri, edebiyatçıları ve avukatları (II. Dünya Savaşından kalan birçok Japon kanunu her ne kadar sadeleştirme gayretleri devam etse de hâlâ bungo ile yazılır.) biraz ilgilendirir. Bungo dil bilgisi ve sözcük kadrosu bazen etki için kullanılsa da Kōgo bugün hem konuşmada hem Japonca yazmada hakim olan yöntemdir.

Tarih
Bugün en çok kabul gören görüşe göre ilk Japon dili lehçeleri 5 bin yıl önce Korece'den türemiştir. Dilbilimciler, Japonca'nın tarihini dört dönemde incelerler: Eski Japonca (8. yüzyıla kadar), Geç Dönem Eski Japonca (9-11. yy), Orta Japonca (12-16. yy) ve Çağdaş Japonca (17. yüzyıl sonrası). Bu dönemler boyunca, dilin dil bilgisinde veya diziliminde önemli bir değişiklik olmamıştır. Fakat söz dağarcığı önemli ölçüde değişim göstermiştir.

Bir başka varsayıma göre ise Japonların kökeninin Ainu, Moğollar ve Avustroasya dilleri/Maleylerin karışımından oluşmuştur.

Japonca ilk dönemde sadece bir konuşma diliydi. Bir alfabeye sahip değildi. Ancak 5. yüzyılın sonunda Çin'den, Kanji (漢字) denilen harflerden oluşan yazı sistemi alınarak Japonca'ya uyarlanmıştır. Yani Japoncayı Çin'den almamışlardır. Konuşma dillerinin üzerine Çin alfabesi koymuşlardır. Zamanla Kanjilerden, Hiragana ve Katakana hece alfabeleri türetilmiştir. Bugün Katakana yabancı kelimelerin yazılımı için kullanılmaktadır. Örneğin kaşık sözcüğü İngilizcede olduğu gibi "spoon" olarak kullanılmaktadır. Katakana'da spoon (kaşık) スプーン (supūn) şeklindedir. İlk yazılı belgeler dokuzuncu ve onuncu yüzyılda ortaya çıkmaya başlamıştır.

Yazı sistemi
Japoncada Hiragana, Katakana ve Kanji olmak üzere üç farklı yazı sistemi kullanılır. Hiragana ve Katakana'yı alfabe (hece alfabesi) olarak nitelendirebilirsek de Kanji için alfabe tanımını kullanmak doğru olmaz.

Hiragana, kökeni Japonca olan kelimelerin ve ek, bağlaç ve edatların yazımında kullanılmaktadır. Bu alfabede her karakter bir heceyi ifade eder. Yalnızca 'n' (ん) ünsüzü kendi başına bir karakter ile ifade edilir. Bazen cümle sonunda söylenen 'tsu' (つ) hecesi bazen 's' ünsüzü gibi söylenir. Bunlar dışındaki tüm heceler bir ünlü ile biter.

Japoncaya diğer dillerden geçen sözcüklerin ve ses veya durum taklit eden yansımaların (şırıl şırıl, çatır çutur, vb.) yazımında ise Katakana alfabesi kullanılır.

Çin harflerinden uyarlanan Kanji ise kelime köklerini yazmakta kullanılır. Yani her bir Kanji bir sözcüğü karşılar. Kanji'yi yazım ve birleşim kurallarından ötürü bir alfabe olarak nitelendirmek yanlış olur.[kaynak belirtilmeli] Örnek olarak: Kitap anlamına gelen "hon" (ほん) sözcüğü Kanji ile "本" şeklinde yazılır. Bugün anlamına gelen "kyou" (きょう) sözcüğü de "今日" şeklinde yazılır. Nasıl ki Türkçede "bugün" sözcüğü "bu" ve "gün" sözcüklerinden türemişse; Japoncada da "şimdi" anlamına gelen "ima" (いま) "今" ve "gün, güneş" anlamına gelen "hi" (ひ) "日" sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve "kyou" (きょう) olarak okunur.

Japon yazı sisteminin karmaşık gibi görünen özellikleri onu Avrupalılar tarafından öğrenilmesi zor bir dil haline getirmektedir, ancak bu dili hiç bilmeyen herhangi bir insan bile Japonca yazılmış bir metine bakarak Kanjileri, Hiragana ve Katakana hecelerinden kolayca ayırt edebilir.

Söz varlığı
Japoncanın sözcük kadrosu ağır bir şekilde diğer dillerden ödünç sözcüklerle etkilenmiştir. Çok sayıda sözcük 1500 yılın üzerindeki bir devrede ya Çinceden alınmış ya da Çince örneklerden türetilmiştir. Japonca, 19. yüzyıl sonlarından itibaren başta İngilizce olmak üzere Hint-Avrupa dillerinden gözle görülür miktarda kelime almıştır. İlk defa 16. yüzyılda Japonya'nın Portekizle ve daha sonra 17. yüzyılda başlıca Hollanda ile arasındaki özel ticaret ilişkisinden dolayı Portekizce, Almanca ve Felemenkçe de etkili olmuştur. Japonca "naifu" (ナイフ), İngilizce knife (bıçak), Japonca pan (パン) Portekizce pão (ekmek) bu sözcüklere birer örnektir.

Denver Ltd. - ®Konsolos Tercüme, çeviri işini uzun yıllardan beri profesyonel olarak yapmakta olan ve Japonca lisan bilgileri, Japonca konuşulan ülkelerde edindikleri yurt dışı eğitim ve tecrübeleriyle pekişmiş tercümanları bünyesinde barındıran bir çeviri, tercüme ve danışmanlık şirketidir. 2007 yılında kurumsallaşmış olan firmamız, 20 yılı aşkın bir zamandan beri ABD, Almanya, Avustralya, Hollanda, İngiltere, İsveç, Kanada ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki resmi ve özel kuruluş ve organizasyonlar için tercüme hizmetleri sağlamaktadır.
Müşteri mahremiyetinin korunması, zamanından önce teslim, pırıl pırıl akıcı bir dille hazırlanmış aslına sadık, doğru ve eksiksiz çeviri, müşteri memnuniyetinin sağlanması, başta gelen ilkelerimiz arasındadır.

Firmamıza teslim ettiğiniz Japonca tercüme işleriniz daima hedef dile ana dili düzeyinde vakıf kişilerce yapılır ve son kontrolden geçirilir. Örneğin Japonca çeviri metniniz, ana dili Japonca olan bir redaktör tarafından okunup düzeltildikten sonra size teslim edilir. Türkiye'deki okullarda öğretilen Japonca yabancı dil seviyesiyle yapılan tercümeler, Japonca lisanını ana dil seviyesinde bilen ve konuşan bir tercüman tarafından yapılacak çeviri kalitesine asla erişemez! Nitekim bugün Turizm sektöründe, hatta 5 yıldızlı otellerin çoğunda acemi ve ucuz tercümanların çevirmiş olduğu tanıtım kitapçıkları hala kullanılmakta ve bunları okuyan ana dili Japonca turistler için eğlence ve alay konusu olmaktadır. Firmanızın prestiji söz konusuysa ucuz tercüme hizmetlerinden sakının!

Tercümanlarımız,
Mesleki Yeterliliğe Sahip....

Firmamız, tercüme hizmeti verdikleri lisan üzerine diplomalı, mesleki yeterliliğe sahip, yetkin, ehil ve yurt dışı tecrübeleriyle donanımlı, konularında uzman yüzlerce tercümanı bünyesinde barındırmaktadır.

Bize güvenerek teslim ettiğiniz her proje, içerdiği konunun uzmanı, o konuda eğitim almış, en az lisans, tercihen yüksek lisans ya da doktora diplomalı yetkin bir tercüman tarafından çevirilir ve ardından hedef dili ana dili seviyesinde bilen bir profesyonel tarafından kontrolden geçirilir.

Tercüme sektöründeki bir çok firmanın sırf daha ucuza maletmek çabasıyla benimsemiş olduğu yeterince iyi olsun yeter felsefesi bizim asla kanıksamadığımız bir yaklaşım olup önümüze getirilen her yeni projeyi dünkünden daha iyi yapabiliriz anlayışıyla ele alırız.

Yüksek Eğitim Sahibi....

Tercümanlarımızın hemen hepsi en az bir üniversite mezunu olup minimum 5 yıllık çeviri tecrübesine sahiptirler. Master ve doktora seviyesinde eğitime sahip olup çeviri alanındaki tecrübesi 20 yıldan fazla olan tercümanlarımızın sayısı da bir hayli kabarıktır. Bir çok tercüme bürosunun maliyet düşürmek için yaptığı gibi, öğrenci ya da 5 yıldan az tecrübeye sahip tercümanlarla prensip olarak çalışmıyoruz.
Tercümanlarımızın çoğu 30 yaş ve üzerinde olup belli bir profesyonel olgunluğa sahip, uzmanlık alanlarında vasıflı, diplomalı ve işinin ehli kişilerdir.

Tercüme işinin altın kuralı "daima ana diline çevir" olarak kabul edilirse, Türkçe'den yabancı dillere yapılacak olan çevirilerin o dilleri ana dili seviyesinde konuşan bir profesyonel tarafından yapılması ya da en azından tashih edilmiş olması şarttır.
Tercüme yapmak profesyonellerin işidir.

Amatörlerin, hobi olarak çeviri yapanların, yabancı dil öğretmenlerinin ya da yabancı dil bilen sekreterlerin eline emanet edilmemelidir!

Sadece hatasız olmakla kalmayıp, pırıl pırıl ve akıcı bir dille hazırlanmış bir tercüme işinin üretilmesi, ucuz fiyatlarla mümkün değildir.
Ancak bazen bu gerçeğin farkına vardığınızda iş işten geçmiş olabilir.

Türkiye’de “tercüman” mesleki ünvanı, avukatlık ya da doktorluk mesleklerinde olduğu gibi yasalar altında koruma altına alınmış değildir. Bu da demek oluyor ki, yeterli seviyede dil bildiğine "kendince" ikna olmuş olan herkes tercüman olduğunu iddia edebilir. Ardından, uzmanlık gerektiren bir metin önlerine getirildiğinde, bırakın çevirebilmeyi, tam ve doğru olarak anlamakta bile zorlanacak bir dil seviyesinde olmalarına rağmen kendilerine tercüme bürosu dahi açabilirler.

O YÜZDEN SİZİ UYARIYORUZ UCUZ TERCÜME HİZMETLERİNDEN SAKININ!