☰ Menu +90 232 425 4943

Yeminli Urduca Tercüman

Urduca (اردو; Urduca telaffuz: [ˈʊrduː] veya شکری, Laškarī, [ləʃkəri:]), Hindustani dilinin Pakistan'da kullanılan standart biçimine verilen isim. Pakistan'ın iki resmî dilinden biridir. Hindistan'ın bazı bölgelerininde de resmî dilidir. Hintçe ve Urdu Hindustani adlı dilin iki ayrı standart biçimi olarak kabul edilmekle beraber Urduca özellikle Pakistan ve Hindistan'ın kuzeyinde Müslümanların daha yoğun olduğu yerlerde konuşulmakta ve Hintçe'ye kıyasla daha fazla Farsça aktarma sözcük içermektedir.

Köken

Yerel senaryoda ("Lashkari Zaban") askeri kampı dil unvanı
Urdu ve Hintçe, Shaureseni olarak bilinen Hint-İran dilleri grubuna ait dilden 6. ila 13. yüzyıl arasında evrilmeye başlamıştır. Günümüzde Urduca kelimelerin %75'i, fiillerin ise %99'u kökensel olarak Sanskritçe veya Prakrit dilinden gelmektedir. Geriye kalan kelimelerin %25'i ise büyük oranda Farsça ve daha az oranda Arapça kökenlidir.

Dile ismini veren "Urdu" kelimesi etimolojik olarak Türki diller ailesine üye Çağataycadan geçmiştir ve ordu veya orda kökünden gelmektedir. Buna rağmen dilde Türki dillerin etkisi en alt düzeyde olup Urducanın Türkçe ile bir akrabalığı bulunmamaktır. Aynı zamanda dilde bulunan Arapça ve Türkçe kökenli sözcüklerin tamamına yakını Farsçadan geçmiştir.

Urdu kelimesi ilk olarak 1780 yılında şair Ghulam Hamadani Mushafi tarafından kullanılmıştır. 13. ve 18. yüzyıllar aralığında Urdu diye bir kelime bulunmamış ve dile Hintçe (Hindavi ve Dehlavi) denilmiştir.

Dil (Hindustani) ülkede 1837 yılına kadar resmî dil olmuş Farsçanın yerine İngilizce ile beraber resmî dil yapılmıştır. Hindustani dilinin Pakistan ve Hindistan'da resmi dil ilan edilmesinde Birleşik Krallık yönetiminin büyük rolu olmuş ve Britanya bu şekilde bölgede bulunan Fars etkilerini azaltmayı hedeflemiştir. Dilin Hindistan ve İslamiyet öncesi Pakistan'ın geleneksel alfabesi olan Devanagari yerine Arap harfleri ile yazılması Kuzey Hindistanda çeşitli protesto ve isyanlara neden olmuştur. Dilin devanagari alfabesi ile yazılan ve "Hindi" (Hintçe) olarak anılan formu, Urdu'nun yerini Bihar bölgesinde 1881 yılında almıştır. Bu olaylar neticesinde Müslümanlar tarafından Urdu, Hindular tarafından ise Hintçe ayrımı başlamış, Pakistan ve Hindistan'ın birbirlerinden ayrılmaları sonucu ise ayrım daha da şiddetlenmiştir.

İki ülkede de çeşitli 'saflaştırma' denemeleri yapılmıştır. Bu Urdu dilinde Sanskritçe olan kelimelerin dilden atılmaya çalışılması ve yerlerine Farsça ve Arapça kelimelerin kullanılmaya teşvik edilmesi şeklinde baş göstermiştir.

Denver Ltd. - ®Konsolos Tercüme, çeviri işini uzun yıllardan beri profesyonel olarak yapmakta olan ve Urduca lisan bilgileri, Urduca konuşulan ülkelerde edindikleri yurt dışı eğitim ve tecrübeleriyle pekişmiş tercümanları bünyesinde barındıran bir çeviri, tercüme ve danışmanlık şirketidir. 2007 yılında kurumsallaşmış olan firmamız, 20 yılı aşkın bir zamandan beri ABD, Almanya, Avustralya, Hollanda, İngiltere, İsveç, Kanada ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki resmi ve özel kuruluş ve organizasyonlar için tercüme hizmetleri sağlamaktadır.
Müşteri mahremiyetinin korunması, zamanından önce teslim, pırıl pırıl akıcı bir dille hazırlanmış aslına sadık, doğru ve eksiksiz çeviri, müşteri memnuniyetinin sağlanması, başta gelen ilkelerimiz arasındadır.

Firmamıza teslim ettiğiniz Urduca tercüme işleriniz daima hedef dile ana dili düzeyinde vakıf kişilerce yapılır ve son kontrolden geçirilir. Örneğin Urduca çeviri metniniz, ana dili Urduca olan bir redaktör tarafından okunup düzeltildikten sonra size teslim edilir. Türkiye'deki okullarda öğretilen Urduca yabancı dil seviyesiyle yapılan tercümeler, Urduca lisanını ana dil seviyesinde bilen ve konuşan bir tercüman tarafından yapılacak çeviri kalitesine asla erişemez! Nitekim bugün Turizm sektöründe, hatta 5 yıldızlı otellerin çoğunda acemi ve ucuz tercümanların çevirmiş olduğu tanıtım kitapçıkları hala kullanılmakta ve bunları okuyan ana dili Urduca turistler için eğlence ve alay konusu olmaktadır. Firmanızın prestiji söz konusuysa ucuz tercüme hizmetlerinden sakının!

Tercümanlarımız,
Mesleki Yeterliliğe Sahip....

Firmamız, tercüme hizmeti verdikleri lisan üzerine diplomalı, mesleki yeterliliğe sahip, yetkin, ehil ve yurt dışı tecrübeleriyle donanımlı, konularında uzman yüzlerce tercümanı bünyesinde barındırmaktadır.

Bize güvenerek teslim ettiğiniz her proje, içerdiği konunun uzmanı, o konuda eğitim almış, en az lisans, tercihen yüksek lisans ya da doktora diplomalı yetkin bir tercüman tarafından çevirilir ve ardından hedef dili ana dili seviyesinde bilen bir profesyonel tarafından kontrolden geçirilir.

Tercüme sektöründeki bir çok firmanın sırf daha ucuza maletmek çabasıyla benimsemiş olduğu yeterince iyi olsun yeter felsefesi bizim asla kanıksamadığımız bir yaklaşım olup önümüze getirilen her yeni projeyi dünkünden daha iyi yapabiliriz anlayışıyla ele alırız.

Yüksek Eğitim Sahibi....

Tercümanlarımızın hemen hepsi en az bir üniversite mezunu olup minimum 5 yıllık çeviri tecrübesine sahiptirler. Master ve doktora seviyesinde eğitime sahip olup çeviri alanındaki tecrübesi 20 yıldan fazla olan tercümanlarımızın sayısı da bir hayli kabarıktır. Bir çok tercüme bürosunun maliyet düşürmek için yaptığı gibi, öğrenci ya da 5 yıldan az tecrübeye sahip tercümanlarla prensip olarak çalışmıyoruz.
Tercümanlarımızın çoğu 30 yaş ve üzerinde olup belli bir profesyonel olgunluğa sahip, uzmanlık alanlarında vasıflı, diplomalı ve işinin ehli kişilerdir.

Tercüme işinin altın kuralı "daima ana diline çevir" olarak kabul edilirse, Türkçe'den yabancı dillere yapılacak olan çevirilerin o dilleri ana dili seviyesinde konuşan bir profesyonel tarafından yapılması ya da en azından tashih edilmiş olması şarttır.
Tercüme yapmak profesyonellerin işidir.

Amatörlerin, hobi olarak çeviri yapanların, yabancı dil öğretmenlerinin ya da yabancı dil bilen sekreterlerin eline emanet edilmemelidir!

Sadece hatasız olmakla kalmayıp, pırıl pırıl ve akıcı bir dille hazırlanmış bir tercüme işinin üretilmesi, ucuz fiyatlarla mümkün değildir.
Ancak bazen bu gerçeğin farkına vardığınızda iş işten geçmiş olabilir.

Türkiye’de “tercüman” mesleki ünvanı, avukatlık ya da doktorluk mesleklerinde olduğu gibi yasalar altında koruma altına alınmış değildir. Bu da demek oluyor ki, yeterli seviyede dil bildiğine "kendince" ikna olmuş olan herkes tercüman olduğunu iddia edebilir. Ardından, uzmanlık gerektiren bir metin önlerine getirildiğinde, bırakın çevirebilmeyi, tam ve doğru olarak anlamakta bile zorlanacak bir dil seviyesinde olmalarına rağmen kendilerine tercüme bürosu dahi açabilirler.

O YÜZDEN SİZİ UYARIYORUZ UCUZ TERCÜME HİZMETLERİNDEN SAKININ!